BİR ZAMANLAR TRABZON’DA

Özellikle kısa filmleriyle tanınan Kubilay Erkan Yazıcı ilk uzun metrajlı filmini çekmeye hazırlanıyor.Kültür Bakanlığı’ nın bu sene destek vereceği isimlerden biri olan Yazıcı, hem kendisi hem de Bir Zamanlar Trabzon’da projesi için önemli bilgiler verdi. Keyifle okumanız dileğiyle..

ww

SİNEMAYA NASIL BAŞLADINIZ?

Galiba 10 yaşında başladım. Tuhaf gelebilir size ama öyle… 10 yaşındayken TV’de “ 7 Samuray’ı izlemiştim ve o izlediğim filmin sinema hakkında hiçbir şey bilmediğim halde “başka bir şey” olduğunu hissetmiştim. Ve TRT’nin o klasiklerin yayınlandığı kuşağını takip etmeye başladım. Klasik filmlerden ve yönetmenlerden haberdar oldukça ilgim de gelişti.Tabi film yapma isteğim içinde doğduğum ekonomik sınıfın gerçekleriyle yüz yüze kaldığımda ötelenmesi gereken bir hayal oldu, ta ki dijital kameraların yaygınlaşmaya başladığı yıllara kadar. Benim için de benim gibi pek çok insan için de dijital kameraların yaygınlaşması büyük bir fırsat yarattı, o zamana kadar sadece izliyor ve okuyorduk.

ŞU ZAMANA KADAR PEK ÇOK KISA FİLM ÇEKTİNİZ.PEKİ KISA FİLMLER UZUN METRAJA GEÇİŞ SÜRECİNDE YÖNETMENE NELER KATIYOR?

Kısa film bizde uzun metraja geçişin bir aşaması olarak kabul görüyor. Dünyada bütün sinema kariyeri kısa filmlerden oluşan yönetmenler var. Bizde kısa film yapmanın yönetmene ödülden başka bir getirisi olmadığı için böyle galiba. Yani bu bir sektör değil. Ve bu aşamada çok da kalmak istemiyoruz galiba. Kısa film bir deneyim alanı gibi bizde, hele ki az ya da çok bir bütçe kullanıyorsanız daha ciddi bir deneyime dönüşüyor, bir ekibi yönetmek, senaryoyu belirli bir bakışla görüntülerden oluşan bir hikayeye dönüştürmek, bunu yapabiliyor hale gelmek ve gittikçe bunu daha iyi ve daha özgün yapabilmek ya da tam tersi deneyimler yönetmen olup olamayacağınızın işaretlerini veriyor. Kişinin kendi yeteneklerini sınadığı tamam ya da devam demesi gereken bir aşama galiba böyle bir işe de yarıyor.

BİR ZAMANLAR TRABZON’ DA SİZİN İLK UZUN METRAJLI FİLMİNİZ OLACAK. ANLATMAKTA OLDUĞUNUZ HANGİ MUHİTLERİN VE İNSANLARIN HİKAYESİ?

Bir Zamanlar Trabzon’da Cumhuriyetin kuruluşundan 1 yıl sonra bir Doğu Karadeniz kasabasında Yunanistan’a gönderilecek Rum mübadillerin gelecek gemiyi bekledikleri bir kampta başlayan hikayesini, kendisinden uzaklaşan annesini geri kazanmasını sağlayacağına inandığı bir aile anısını getirmek üzere kamptan kaçan ve geri döndüğünde kampın boşaltıldığını görüp gelecek bir sonraki gemiyi beklemek zorunda kalan bir Rum çocukla ordu içinde terakkiperver cumhuriyet fırkasına taraftar topladığı iddiasıyla tutuklanan ve mübadillerin boşalttığı kampa kapatılan bir milli mücadele kahramanı Türk subayı arasında benzer kaderler üzerinden gelişen köklerin ve bağlılığın sorgulandığı bir alaca karanlığa doğru sürüklüyor. Çöken imparatorluğumuzun enkazı altında kalan mazlum Müslümanların ve mazlum gayrimüslimlerin hikayesini anlatıyorum.

BİR ZAMANLAR TRABZON’ UN YARI KURGU BELGESEL TÜRÜNDE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. PEKİ KURGU HİKAYENİZDE NE KADAR ETKİLİ OLACAK?

Bir Zamanlar Trabzon’da bir kurmaca film. Fakat hikayenin üzerine inşa edildiği tarihi sosyolojik arka plan vakıa. Yani biz yeryüzünün ilk karşılıklı nüfus mübadelesinin bir tarafıyız, diğer taraftan cumhuriyeti kuran kadrolar devrimci askerlerden oluşuyor. Böyle bir tarihi sosyolojik arka plan olsa da karakterler, olay örgüsü, mekanlar ve ilişkiler bu arka plandan beslenerek tasarlanmış planlanmış bir yapı. Yani hikayenin arka planındaki realite filmimi belgesele yaklaştırmıyor ama dönemi iyi okuma ne nedensellik bağlantılarını daha sağlam kurmama yardım ediyor.

GENELDE BELGESEL TÜRÜNDEKİ FİLMLERDE YÖRE HALKI TERCİH EDİLİR.SİZİN OYUNCU KADRONUZ HAZIR MI, BU KONUDA NASIL BİR SÜREÇ TAKİP EDECEKSİNİZ?

Evet bölgeden oyuncular seçtim, bunu önemsiyorum, mesela Paris bir ortaokul öğrencisi ve onu bulmak için Trabzon’ un bir ilçesindeki tüm orta 1 öğrencileriyle görüŞmeler ve çekimler yaptım. Çünkü Paris oralıydı, Paris o patikalarda onlar gibi koşuyordu, nefes aralıkları onlar gibiydi, göğe onlar gibi bakardı. Daha bir sürü şey. gerçeği bir yerinden tutup yeniden inşa ederken elbette belirli bir bakışım var ve bu tabi bu yönüyle bir tasarım ama karakterlerimin bir zamanlar orada olanlara yaklaşabildiğim kadar yaklaşmasını isterim.

KÜLTÜR BAKANLIĞI’ NIN DESTEĞİYLE YAPILAN BİR PROJE OLMASI SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?

Bu şöyle bir şey, bir senaryo yazdım,  bir planlama yaptım bir ekip oluşturdum ve değerlendiren kuruldaki beğenileri birbirinden farklı insanlar benim bu tasarımımı beğendi, öyleyse bu iyi bir şey. Bir başka düşünce de şöyle,  bir rüya gördüm, bu benim rüyam ve bana devletim bunu yapmam için para veriyor bu çok güzel. Ama aynı zamanda gözler üzerinizde, iyi bir senaryodan iyi bir film çıkmayabilir ki bu büyük bir baskı tabi, iyi bir film yapmak ve aldığın desteğin hakkını vermek… Ben kendimi sorumlu hissediyorum. Büyük bir fırsat bu ve iyi değerlendirmek istiyorum.

ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞINIZ BAŞKA PROJELER VAR MI, VARSA BİZE İPUÇLARI VEREBİLİR MİSİNİZ?

Bunu çekeyim de … Bu filmi haziranda ve ekimde iki bölüm halinde çekeceğim. Sonrası için 2 projem daha var. Ben kendime Trabzon sineması yapacağım diye bir hedef koydum. Yani nasıl ki Fellini doğduğu Rimini bölgesinin hikayelerini anlattı ben de çok sevdiğim şehrimin eski hikayelerini anlatmak istiyorum. Yani en azından üç tane Trabzon filmi yapmayı istiyorum, ve evet bu filmler de 1940 yılından eski zamanlara dair olacaklar.

Yorum bırakın